Sen giderken olanlar 2 / Güvercinler ve Sen
Caminin çatısına konan alaca güvercinlerin arasına bembeyaz bir tanesi daha indi. O sen olabilir misin, keşke olsan... Ama eğer öyle olsaydı, böyle çarçabuk gitmezdin. Konmasıyla kanatlanması bir oldu çünkü. Ne bileyim, hiç olmazsa penceremin kenarına bir uğrardın öyle değil mi? Ben oradayım hala. Bir ölü tarafından teselli edilemeyeceğini kabul etmeyen parçalanmış varlığımın çalkantılı portreleriyle, pencerenin önünde oturuyorum. Bir an unutuyorum, bir an dalıyorum, bir an ve çokca anlar, içimin bilinmeyen adreslerinde annesi ölmüş evler çöküntüye uğruyor. Nasıl altında kalıyorum bilemezsin. Nasıl çıkıyorum oradan tozlu topraklı, yaralı, burnumu çek çeke... Tam da bu hale uygun düşecek 'sana özgü' bir sözün vardı, aklıma geliverse ya. Sana özgü şeyler gitmekte çok aceleci. /Güvercinler tekrar hızla indiler, içlerinde bembeyaz olanı da var. Seri bir hareketle konuyor ve hemen kanatlanıyor. Bir ara pencereme de uğramasını umuyorum. Ona senin bileklerime dolanan turuncu tesbi...