Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yalnız olmak mı yalnız kalamamak mı, ya da kalabalığın tekile müdahalesi

Resim
Yalnız olana acıma eğiliminde çoğu insan fakat gün boyu, art arda günler boyu hemcinsleriyle haşır neşir kişinin, evine döndüğünde kendi iradesiyle bir nebze yalnız kalamaması daha acınası değil midir? Kapısının çalmasını istemediği bir an olamaz mı bu kişinin? Başkasının yalnızlığını gidermek boynunun borcu gibi omuzlarına yüklenirken ve bunda diretmekte beis görülmezken, kalabalıklarla dolu kişinin biraz da olsa yalnız kalmak istemesi neden hoş görülmez? Bu isteğini açıkça dile getirdiğinde şaşılması buna, bir nankör ve kıymet bilmez olduğu söze dökülmese de burun kıvırılması bir eza olarak yeter yalnız kalamayan kişiye. Yalnızlığın ne zor olduğu göğüs gere gere dile getirilir de hiç yalnız kalamamanın güçlüğü görmezden gelinir. Yalnız kişinin aklına estiğinde insanlarla bir araya gelmek istemesi makul karşılanır, bu isteğin yerine getirilmesi adeta görev addedilirken, yalnız kalamayan kişinin kendine saklamak istediği o küçük mucize anların peşini kovalayarak insandan kaçması ah...

Başkasının Ölümü

Resim
Fotopraf: Franco Garcia Çocukluğumdan beri tanıdığım bir yakınımın (uzaktan tanısam da çocukluğumdan beri tanıyor olduğum için yakınım demeliyim) ölüm haberini aldım. Onun hakkında biraz bir şeyler biliyordum. Evet yakınımdı. Büyükannem ağlıyordu. Sosyal medyada gördüğü fotoğrafını telefonuna kaydetmemi istedi. Fotoğrafa baktım. Güzel yürekli bir adamın acı dolu çehresini gördüm. Kimsenin inkar edemeyeceği bir netlikte, başkalarının istekleri ve zorbalıklarıyla yaşanmış, sonuna gelindiği farkedilen koca bir hayatın acısıydı bu; yüzünün her çizgisinde, gözlerinde bağıran. Çok üzüldüm. Ölmesine değil galiba, bu kadar ahın toplamıyla, o ağır hüzünlü gözleri taşıyan, lime lime yere eğilmiş göz kapaklarıyla gitmesine; bir tebessümün dahi göğe doğru kıvrım vermeye muktedir olamadığı keder çizgileriyle gitmek zorunda kalmasına üzüldüm. Sonra kapıyı kapatıp çıkmam gerekti. Sokağa çıktığımda  koşarak, anlamsız bir neşeyle seke seke yokuşu iniyorken düşünmeden edemedim. Neydi bu şimdi? Bu s...