Yalnız olmak mı yalnız kalamamak mı, ya da kalabalığın tekile müdahalesi

Yalnız olana acıma eğiliminde çoğu insan fakat gün boyu, art arda günler boyu hemcinsleriyle haşır neşir kişinin, evine döndüğünde kendi iradesiyle bir nebze yalnız kalamaması daha acınası değil midir? Kapısının çalmasını istemediği bir an olamaz mı bu kişinin? Başkasının yalnızlığını gidermek boynunun borcu gibi omuzlarına yüklenirken ve bunda diretmekte beis görülmezken, kalabalıklarla dolu kişinin biraz da olsa yalnız kalmak istemesi neden hoş görülmez? Bu isteğini açıkça dile getirdiğinde şaşılması buna, bir nankör ve kıymet bilmez olduğu söze dökülmese de burun kıvırılması bir eza olarak yeter yalnız kalamayan kişiye. Yalnızlığın ne zor olduğu göğüs gere gere dile getirilir de hiç yalnız kalamamanın güçlüğü görmezden gelinir. Yalnız kişinin aklına estiğinde insanlarla bir araya gelmek istemesi makul karşılanır, bu isteğin yerine getirilmesi adeta görev addedilirken, yalnız kalamayan kişinin kendine saklamak istediği o küçük mucize anların peşini kovalayarak insandan kaçması ah...