Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pişirme Süreçleri

Resim
Günlerce öylece durduktan sonra balkonda oturduğum bir akşamüstü içeri girip bir şiir yazdım. Üç dört gündür evde eksik olan mutfak ihtiyaçlarını her ne yapıyorsam oraya dolaştırdım. Misal bir dizinin en heyecanlı sahnesinde, sırtımı yaslayıp çektiğim kahvenin ilk yudumunda, keyif dediğimiz şeyin yani hani, tam ortasında, bir patatese duyulan reddedilemez ihtiyaç bir anda varlığını gösteriyor, listeye bir kalem daha “alınacak” ekleniyor. Bilinçdışı mla buluşmak da istiyorum bir yandan, ne yapsam nasıl olur? Yavaşlasam? Araya bir asker eğlencesi giriyor. Mahallece maruz kalacağımız ve neticede en az on saat sürecek olan bu “ eğlence ” blokajı şahsi bilinç ve bilinçdışıma tek yönlü bir taarruz halinde. Kafamdaki ihtiyaç listesi henüz olgunlaşmadı. İhtiyaç ertesi beşinci gün taarruz altında akmaya gayret ederken, ben markete yine gitmedim ama akşamüzeri kendime yeni bir övünç kaynağı icat ettim. Evde kalan malzemelerle yarın karnımızı (bizim üç karnımız var) neyle doyuracağımız bilgisi il...

Katı formdaki bazı şeyler ve ben

Resim
Her ev biraz da, hatta insanların olduğundan çok, eşyaların evidir. Bizim ev de öyle. Her gün görüp durduğum bu eşyaların bir evi var. Yatak odasındaki dolabın, çocuk odasındaki yatağın, içerideki koltuğun kitaplığın; mutfak duvarında asılı duran bezgin kadın tablosunun bir evi var ama sanki benim yok. Bu evde ne yaptığımı düşünüyorum. Bir evde yirmi dört saat boyunca ne yapılır? Eşyalar neler yaparlar? Onlar durup dururlar ve dağıldıkça dağılırlar ve onlara bir el değdiğinde yine eskisi gibi olur, durup durmaya devam ederler. Bir günden bir güne komşu tavan arasına misafirliğe giden bir halı görmedim ben. Kederden eriyip duvardaki görkemli halinden vazgeçen bir kitaplık da görmedim. Biraz temiz hava belki iyi gelir diyerek sahile doğru yürüyen bir sehpa da. Altında öylece duran zemine kızıp üstüne atlayıveren ve bu esnada aslında kendisi paramparça olan bir avize bile görmedim. Yerleri ne kadar sabit ve bir o kadar muhkem. Hiç yerlerinden kımıldamazlar, ta ki canı sıkılan bi...