Avlusuz Evler ve Dijital Oyalayıcılar Kıskacında Büyütülen Çocukluk
Günümün çoğu çocuğumun gününü organize etmekle geçiyor.
Aradaki ufak boşluklarda, örneğin tuvalet seanslarında kafama takılan bir kelime
veya bir ismi Google'lıyor veya bir
arkadaşımla whatsapp üzerinden üç beş
öförik cümleli sohbet gerçekleştirebiliyorum. Ya da mutfakta diğer öğün için
gerekli malzemeleri hazırlarken geceden bıraktığım bulaşıkları (çünkü çocuk
uyuduğunda bir film açmayı veya aylak takılmayı istiyorum) temizlerken sevdiğim
müzikleri dinliyorum. Çok çocuklu anneler için durum daha da karmaşıktır eminim
ancak eğer hiç değil bir çocuğunuz var ve yardım almıyorsanız gün içinde
sürdürdüğünüz zihinsel mesai tarla süren bir hayvanınki kadar yorucudur, ve
daha fazlası belki, bunu bilemiyorum. Bedeniniz çok yorulmamış olsa bile zihin
karışıklığı bu eksiği fazlasıyla kapatır. Gözümü açtığımda çocuğumu uyanmış ve
telefona sarılmış bulurum. Bunu minimuma indirmek için en kısa sürede hiç
oyalanmadan kahvaltı hazırlamaya başlarım. O esnada bir iş gelirse onu da araya
sokuşturur, mutfak masasına notebook'u kurarım. Ellerimi hem ocakta hem
klavyede çalıştırırken gelir, çocuğum etrafta çikolata araştırır çünkü karnı
acıkmıştır. Neyse ki bu işteki içeriği yazmak zor değil, basit bir kendin yap
blog yazısı kolayca yazabilirim; kısa sürer, bitirince mi kahvaltıya oturayım?
Hayır bitmiyor, çocuk daha çok acıkacak, hadi gel oturalım. Dün gece uzun süre
detaylarını düşünüp hayal kurduğu sinema partisi için markete çıkmam gerek.
Davetiye hazırlarsak hoş olurmuş. Konfeti de istiyor ama gerek yok:). Kahvaltı
bitti, yazı da biraz sonra bitti. Dışarıda arkadaş yok, bu kez çizgi film
izliyor. Buna ses etmemeliydim. YouTube içeriklerinden ve savaş oyunlarından
çok daha iyi. Sokağa çıktığında rahat mıyım. Asla! Boş kaldığında sürekli
konuşmak ve anlatmak istiyor. İşsizken görece daha kolay, üstlendiğin işler
varsa öyle değil. Belli bir zamana yetişmesi gereken yazılar için bir boşluk
bulman gerekir. Bu, çocuk ne yaparken olmalıdır? Televizyon? Pc oyunu? YouTube?
Sokak? Destek olan bir arkadaş veya bir büyük olmadığında bu iş gerçekten çok
karmaşık. İç dökmek için de yazılıyor değil mi? Şuan onu yapıyorum. Evet bu
kişisel bir yazı ama çoğunuzun katıldığını ve yakından tanıdığıdır. Çocuk yetiştirmek
bir kadın işi midir yoksa toplum işi mi derken bir ses geliyor kulağıma
"anne 1000 tl'ye tablet olur mu?" Bu senin konun değil evladım, sana
göre bir mevzu değil. Bir de böyle bir durum var. Neden birbirlerine hava atma
ihtiyacı duyuyor bu çocuklar. Bunu nasıl öğreniyorlar. Ben öğretmedim bunu, en
azından neyi benden öğrenmediğini biliyorum. Ufak bir sessizlik. Tek başıma bir
çay içene kadar balkonda oturabilir miyim acaba? Deneyecek kadar cesurum. Kapı
üç dört kezden fazla açılıyor, zihnim bölünüyor. Onunla ilgilenmeliyim,
sorularını cevaplamalıyım, gözünün içine bakmalıyım. Evet üstlendiğim yazıları
yazarken de böyle oluyor. Bunu çocuğuma anlatıyorum. Ben işimi yaparken kendini
oyalayacak bir şeyler bulabileceğini, işim bittiğinde partisi için veya
herhangi bir konusu için vakit ayırabileceğimi, birlikte eğlenceli vakit
geçirebileceğimizi felan söylüyorum. Çocuğum gitmiyor. Gidip tekrar geliyor.
Kapıyı bir daha açıyor. Cümle bitemeden bir daha açıyor. Uzmanlar, çocuk
psikolojisi uzmanları, çocuklarımızla sakin sakin konuşmamızı, onlara açıklama
yapmamızı felan istiyorlar. Yapıyoruz da. Evin nazlanamayan tek bireyi olarak
gerekli açıklamaları her önümüze gelene yapıyoruz. E birazcık sinirleniyoruz da
tabii ki. Çünkü çabamız elimizde patlayıveriyor. Kendimi bağırırken
yakaladığımda bu davranışımı hemen görmek ve
sakinleşmek için de hemen bir çare bulmalıyım. Dağılanları toparlamalıyım.
Derhal toparlamalıyım. Günün başlangıcından kapanışına dek bu böyle sürüp
gidecek. Eba'ya ödev yüklenecekti. Bir de karton takvim oyunu hazırlanacaktı.
Sonra çocuğu ve babayı masa başına oturmaya ikna edip birlikte mutluluk içinde
bu oyun oynanacak. Oyunun ödevi mi olur? O ödev olunca mutluluğu kaçmaz mı:) Bir
de uzaktan eğitim var. Okulların açılmaması bir yana (çünkü onu çoktan geçtim,
çünkü yüklü miktarda işsiz olsam da evde çocuğunun yanında bulunabilen bir
anneyim, çünkü artık bu da bir lüks) Milli Eğitim’in küçük yaş gruplarını dahi
günlük 6 saat canlı dersle mükellef tutması
hem anne hem çocuk hem de öğretmen için müthiş yorucu bir çaba
gerektiriyor. Canlı derse ikna ettiğin çocuğun ders zamanı geldiğinde masa
başına geçince bir saat onu oyalaman ve tekrar tekrar açıklamalar yapman gerek.
Çünkü yoğunluktan derslere girilmiyor. O bilgisayarların başında küçük çocuğu
olan anne öğretmenler de oturuyor, annesi
herhangi bir işte çalışan ve yanında olmayan çocuklar da. İnternet
bağlantısı olmayan çocuklar zaten tamamen devre dışı bırakılmış gibiler. Daha
absürd bir şey de şu; örneğin 2. Sınıfa giden bir çocuğunuz olsun, EBA TV
çocuğunuzun okul kitaplarıyla paralel
ilerlemiyor. Amaç daha fazla kafa karıştırmaksa bravo, iyi iş. Sağlam
çalışılmış.
Dışarıda çalışan anneler, kasiyer anneler, öğretmen anneler,
mimar anneler, hukukçu anneler, gündelikçi anneler, doktor anneler? Bu yazı
birçok yönüyle kişisel bir yazı değil. Yardım almadan çocuk yetiştirmenin
fevkalade zorluğunu çoğumuz biliyoruz. Dar alanlarda, çekirdek aile çıkmazında
sıkışıyor,dijital dadılardan yardım alarak nefesleniyoruz. İkindi yaklaştı,
şehriye çorbası için kaynayan sudan biraz ayırıp yeşil çay demledim. Balkonda
çocuğumu dinliyorum. Sokakta maç oynayan arkadaşlarına spikerlik yapıyor.
Konuşmayı seviyor. Organizasyoncu ve girişimci ruhu ona partiler düzenletiyor.
Girişimci ruha destek olalım. Kurabiye de yapsam iyi olacaktı, sağlıklı
kurabiyeler. Ancak birazdan gelecek ve ben bir öğretmen gömleği giyeceğim. O
yüzden marketten aldım. On parmağında on marifet olan süper girl arkadaşlarımı
tenzih ederim, ben onlardan değilim. Yeşil çay içerken meditatif etki de
beraberinde gelse keşke. Annelere,ihtiyaç duyan annelere bolca sükunet diliyorum yeni eğitim döneminde. Neden mi anneler?
Çocuk, anne babanın ortak sorumluluk alanında olsa da terazinin hala anne tarafında
ağır bastığı su götürmez bir gerçek. O zaman herkese benden yeşil çay!
(bu yazı farklı günlerin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur.
Bir sonraki yazı “dijital dadılık” üzerinde yoğunlaşabilir.)
Yorumlar
Yorum Gönder