Ben yaşarken olanlar 3

 



İnsan, aklı başındalık bütünlüğüne sahipken, bacakları tam olmasa da yaşarken demek istiyorum, el altındaki fazlalık eşyalar gibi öteye itilmeyi, bir sandalye gibi ordan oraya taşınmayı veya koltukta oturan bir saksı çiçeği gibi hiç duyulmamayı tecrübe edebiliyor. Bu tecrübelerin kederini hiç hissetmemiş olmak için aklını yitirmiş olmayı tercih edebilir miydim acaba? Hayır, hiç tereddüt etmeden hayır diyeceğim. Zaman havuzunda acısıyla tatlısıyla bir yarış içinde olan yaşamın, havuzun bir noktasında şişip tüm havuzu kaplaması ve can sıkıcı bir kütle halinde dibe çökmesi gibi akıl noksanlığı. Akıl gitmişse bedenin her bir zerresi de birbirini tekrar asla bulamayacak uzaklıklara saçılmış, tekrar toparlanamamak üzere dağılmıştır. Tereddüt etmeden hayır diyorum. Torunlarımı ilk kucağıma alışlarımı, onları uzaktan da olsa gördüğümde içimde zıplayan genç kızı, kızımı gördüğümde yüzümde en canlı neşemi açığa vuran büyük gülümsememi, oğullarımın beni neşelendirmek için yaptığı şakaları, gençken uzun uzun yürüdüğüm Çamlıca yolu hatırasını, kazaklar örerek kazandığım ilk liraların heyecanını, tüm nefeslerimde biriken cümlelerimi, cümlelerimde dipdiri beliren benliğimi, acılarımla takas edemem. Bunu kendime nasıl yapabilirim? Tüm derin yaraların eşliğinde aklı başında olmayı seviyordum. Bacaklarımın noksanlığına rağmen  bir bütündüm. Bunu duyumsamış olmanın sakinliği vardı üzerimde. Bilmeyenler şaşırıyordu muhakkak. Hem nasıl bunca şeye rağmen? Nasıl da gözleri gülen çehresi aydınlık bir kadındım. Son nefesimden önce. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annemin bacakları

Bu Yaşta Hala Saklanarak Sigara İçiyorum

Köken aile ve başka şeyler (yalnızca iki kişiye)